Editör’den

Akademisyen

2025’in ilk sayısından tüm okurlara merhaba…
Türkiye ve dünyada sanayileşmenin ekonomi politiği üzerine hem orijinal hem çeviri yazılara yer verdiğimiz Sanayi ve Toplum bülteniyle iki yılı geride bırakıp üçüncü yıla adım attık. Dokuzuncu sayımız yine dopdolu. Bülteni hazırlarken elimizde o kadar çok yazı vardı ki, gündem dışı olan bazı yazıları bir sonraki sayıya ertelemek zorunda kaldık.
Dünya, kapitalizmin neden olduğu eşitsizlikler, emperyalizmin yol açtığı savaşlar ve ekolojik felaketlerin yoğunlaştığı bir dönemden geçiyor. Bu sayımızın ilk yazısında Hayri Kozanoğlu hocamız, 2025’te bizi nasıl bir dünya beklediğine dair görüşlerini aktardı.
2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi, Türkiye’deki derinleşen ekonomik kriz ve sosyal adaletsizlikler ortamında kabul edilmiştir. Bu konuda uzman olan Prof. Mustafa Durmuş, yazısında mevcut bütçenin, toplumsal ihtiyaçları karşılamaktan uzak ve belirli sosyal grupların çıkarlarını korumayı hedefleyen bir belge niteliğinde olduğunu vurguluyor.
Rusya üzerine araştırmalar yapan Hazal Yalın ise bültenimizdeki analiz yazısında, 2024 yılı itibarıyla Rusya ekonomisinin mevcut durumunu, karşılaştığı sorunları ve gelecekteki öngörülerini ele alıyor. Rus savunma sanayisinin ekonomik etkileri, devletleştirme süreçleri, merkez bankasının faiz politikaları gibi konuları inceleyen Yalın, gelecekteki ekonomik dinamiklerin olumlu yönde ilerleyebileceği ancak mevcut risklerin de göz ardı edilmemesi gerektiği sonucuna varıyor.
Son zamanlarda, özellikle Daron Acemoğlu’nun açıklamalarından sonra, iktisat çevrelerinde işçi ücretleriyle verimlilik artışı arasındaki ilişki hararetli bir şekilde tartışılmaya başlandı. İktisatçı Sabri Öncü hocamız da yazısında, hem teorik hem de ampirik açıklamalarla verimlilik artışının doğrudan ücretleri artırmayacağını, zira bölüşümün bir sınıf mücadelesi sorunu olduğunu savunuyor.
“Yine Yok Etmekte Olduğumuz Bir Yerli Teknoloji Hikayesi mi?” başlıklı makalesinde Füsun Nebil, Türkiye’de yerli teknoloji geliştirme sürecindeki yapısal sorunları ve başarısızlıkları ele alıyor. Özellikle ULAK baz istasyonu projesini örnek göstererek, bürokrasi, siyasi müdahaleler, kaynakların yanlış yönlendirilmesi ve özel sektör-iş birliği eksiklikleri gibi nedenlerle Türkiye’nin yerli teknoloji geliştirme hedeflerini gerçekleştiremediğini vurguluyor.
Sosyal bilimci Serkan Öngel ise yazısında, son yıllarda AKP’nin uyguladığı piyasa dostu politikalar nedeniyle derinleşen yoksulluk ve geçim sıkıntısını ele alıyor. Türkiye’de işçi hareketinin geleceğinin, dayanışma temelli örgütlenmelere dayalı bir siyasal özne yaratılmasına bağlı olduğunu belirten Öngel, bu süreçte işçi sınıfının sorunlarının yalnızca ücret üzerinden değil, kolektif ve dayanışma temelli bir yaklaşımla çözülmesi gerektiğinin de altını çiziyor.
Daron Acemoğlu’nun bütün görüşlerine katılmasak da, haklılık payı vermemiz gereken argümanları var. Simon Johnson ile birlikte yazdıkları “Yapay Zekâyı Yeniden Dengelemek” adlı makalede, yapay zekânın (YZ) ekonomik etkilerine dair yapılan iyimser tahminlere karşı bir eleştiri getiriyorlar. YZ’nin potansiyel olarak küresel ekonomik büyümeyi artırabileceğini, ancak mevcut gidişatla özellikle eşitsizlikleri de artırabileceğini ifade ediyorlar. YZ’nin toplumsal fayda sağlamak için insan-tamamlayıcı bir yaklaşım benimsenmesi gerektiği, aksi takdirde daha büyük eşitsizliklere yol açabileceği uyarısında bulunuyorlar.
Çin Tarihi Doktoru Dr. Kamuran Kızlak ise Çin dili ve edebiyatı profesörü Wang Hui’nin “Yirminci Yüzyıl, Küresel Güney ve Çin’in Tarihsel Konumu” makalesini çevirdi. Prof. Hui’nin çalışması, yirminci yüzyılın karmaşık yapısını ve Çin’in bu süreçteki benzersiz konumunu anlamamız için önemli bir çerçeve sunuyor. Çin’in yirmi birinci yüzyıldaki hızlı yükselişinin arka planını anlamak için oldukça faydalı bir makale.
Geçtiğimiz aylarda Türkiye Ekonomisinin Serencamı kitabı, hocaların hocası Prof. Dr. Aziz Konukman’a armağan olarak yayımlandı. Kitap, Aziz hocanın akademik ilgi alanlarıyla örtüşecek biçimde, Türkiye ekonomisinin neoliberal küresel sisteme entegrasyonu ve bu süreçte yaşanan değişimleri inceliyor. Alanında uzman yazarların katkılarıyla Türkiye ekonomisinin tarihsel ve güncel gelişimlerini derinlemesine ele alan kitabın tanıtım yazısını Aziz hocanın öğrencisi Kaan Eroğuz yazdı.
Yakın zamanda çıkan bir diğer önemli kitap ise Özge Güneş ile İlkay Öz’ün editörlüğünü yaptığı “Kırlardan Gelecekler: 21. Yüzyılda Tarım ve Antikapitalist Perspektif”. Yalnızca tarım ve kırsal alanlara ilgi duyanlar için değil, neoliberal kapitalizme alternatif arayışında olan herkes için iyi bir kaynak olan Kırlardan Gelecekler, tarımın sadece bir üretim biçimi değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi ve mücadele alanı olduğunu bize hatırlatıyor.
Bitirirken, bültenin bu sayıya kadar gelmesinde emeği geçen tüm hocalarımıza, dostlarımıza ve yoldaşlarımıza teşekkür eder, okurlarımıza sağlıklı, verimli bir yıl dilerim.
Dayanışma ile!!!

Künye
TMMOB
Makina Mühendisleri Odası
Bülteni ekidir.
Üç Ayda bir elektronik ortamda yayınlanır.
YAYIN TARİHİ
Kasım 2024
Cilt: 65 Sayı: 778
MMO ADINA SAHİBİ
Yunus Yener
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Yunus Yener
YÖNETİM YERİ
Meşrutiyet Cad. No: 19/6 06650 Kızılay Ankara
Tel: +90 312 425 21 41
Fax: +90 312 417 86 21
E-posta: mmo@mmo.org.tr
Web: www.mmo.org.tr
Bu web sitesi çerez kullanmaktadır
Sitemizin çalışması için gerekli olan çerezleri kullanıyoruz. Siteyi kullanmaya devam ederek bunları kabul etmiş olursunuz.
Bizi Takip Edin
MMO
TMMOB